Üniversite’de Çıkılan Kariyer Basamakları

Kariyer hayatı söz konusu olduğunda önümüzde uzun bir süreç varmış gibi görünür. Çoğu zaman zevkli ve eğlenceli geçen üniversite yıllarımızın bitmesine az bir zaman kala “Peki şimdi ne yapacağım?” kaygısı etkisini göstermeye başlar. Hangi yolun doğru olduğuna, hangi mesleğin bizi tatmin edeceğine ve verimli olmamızı sağlayacağına karar vermek ise oldukça zor bir süreç. Bu durumu biraz da olsa minimize edebilmek için iş dünyasına girmeden önce bazı becerilere odaklanıp, geliştirmeye çalışmak son derece önemlidir.

Üniversite hayatının başlamasıyla birlikte gençler hayatlarında yeni yol haritaları belirlemeye başlarlar. İyi bir not ortalaması, kulüplerde yer alarak sosyalleşme, sosyal sorumluluk faaliyetlerinde yer alma, iyi bir şirkette staj yapma ve mezun olduktan sonra hızla iş hayatına atılma, öğrencilerin sahip olmaya çalıştıkları kazanımların başında geliyor. Oysa ki, üniversiteden sayısız bilgiyle mezun olunsa da bunların çoğunun iş dünyasına girince işlevsiz kaldığını bilmek gerekir. Kariyer dünyasına adım attıktan sonra geliştirilmesi gereken pek çok becerinin ortaya çıkması da bu yüzdendir.

İş hayatı pratikte çok daha farklı deneyimler katan bambaşka bir alan ve uzun bir öğrenme sürecini kapsıyor. Gençler bu anlamda üniversitenin ilk yılından itibaren iyi bir şirkette staj yapmak için birbirleriyle yarışıyorlar. Kariyer siteleri, şirketlerin kendi internet sayfalarındaki ilanlar vasıtasıyla başvurularını yapıp, beklemeye başlıyorlar. Günler, haftalar, hatta bazen aylar geçmesine rağmen cevap alamayabiliyorlar. Bu da zamanla özgüven kaybına neden olabiliyor. Halbuki iş deneyimi kazanmak, mesleki anlamda kendimizi geliştirmek ve yeteneklerimizi ortaya koymak adına sadece kurumsal şirketlerde staj yapmaya lüzum yok. Hatta bu tip şirketlerde yapılan stajlar beklentilerimizi karşılamak konusunda yeterli olmayabilir. Çünkü kurumsallık açısından ön plana çıkan şirketlerde işler belli bir prosedür üzerinden ilerliyor. Bu da, stajyerlerin inisiyatif alanlarını ve çalışma stillerini daha dar bir çerçevede tutabiliyor.

Tüm bu noktalardan hareketle üniversitelerin birinci ve ikinci sınıflarında okuyan öğrenciler, çalışma hayatına adım atmadan önce yetenek ve tecrübelerini artırmaları noktasında bazı projelerde rol alabilirler. Örneğin; kariyerine ileriki dönemlerde satış alanında devam etmek isteyen bir öğrencinin herhangi bir mağazada yarı zamanlı çalışması, hem özgüvenin artmasına hem de etkin satış becerisinin gelişmesine katkı sağlayacaktır.

Üniversite hayatı boyunca edinilen deneyimler, sonraki yıllarda yaşanacak istihdam süreçlerinde adaylara çok daha önemli avantajlar kazandıracaktır. Bu kazanımlar, meslek hayatında daha iyi pozisyonlarda yer alma adına hayati önem taşıyor. Çünkü şirketler kendi bünyelerine dahil edecekleri adayların geçmişte elde ettikleri başarıları ve ortaya koydukları özgüvenleri ön planda tutuyorlar. Günümüzde yukarıda saydığımız örnekler o kadar azaldı ki, artık şirketler bu adımları daha erken atan adayları tercih ediyor.

Hedeflerimize ulaşma yolunda en büyük engel, zihnin işlevini belli bir süre yitirip, tıkanıklık yaşaması anlamına gelen plato etkisi. Başarılı olmak ve kariyer anlamında ilerlemek için ise bu mekanizmayı yıkmak şart. Basit ve küçük girişimler kocaman adımlara dönüşebilir. Bu nedenledir ki, bizlerin boşa geçen vakitleri etkin hale getirecek adımları atmakta geç kalmaması gerekiyor. Çevresel faktörlerin olumsuz etkisinden sıyrılarak hedeflerimize ulaşmak adına cesur davranmalıyız.

Uğur Karaboğa